7 Temmuz 2010 Çarşamba

"Aşağki Maalle"nin Çeşmesi


Bugün, eski yaşadığımız evimizin bulunduğu mahalleye gittim yeniden. Her köşebaşında anılar varmış, insan hele ki 'şehirlerarası uzak' kalınca anlıyor haliyle. Koca 17 senem var orda.

Çocukluğum, ergenliğim, sağ kaşımda ve 2 adet de sol ayağımda olmak üzere dikiş izlerim, ilk aşklarım, camiye gidişlerim/bırakışlarım, top oynarken kaçışlarım, bisiklete ve kızaklara binişlerim, evden kaçışlarım, saklı saklı erotik dergilere bakışlarım, bakkalden bişiler çalışlarım, 'danse davet' oynayışlarım. Uzayıp gider bu liste.. Bir manada çoğunlukla sevmesem de insanlarını, hepsi hayatımın bir yerine değer ve anılarımda yer eder. Ki 'bir apartman çocuğu' olarak yetişmediğim için minnet duyduğum 'çocukluk mabedidir' bir manada..

Bi de, insan işte o çocukluk, ergenlik döneminde kavrar ya temel şeyleri. İkilikleri çözme de onlardan biridir. Erkek-kadın, tembel-çalışkan, güçlü-zayıf, güzel/yakışıklı-çirkin,vs.. Tabi ki yaşadığın çevre de hem genel olarak bir şeyi kavramsallaştırırken içini doldurmanda, hem de bu ikilikleri belli şekilde yorumlamanda etkili olur. Benim için de o mahalle önemlidir bu yüzden.

Galiba fallik dönemi denilen o çocukluk periyodunda, karşı cinsi en gizli,safiyane ve (o zaman için) heyecan verici yollarla tanıdığım mahalle.. Maçlardan sonra çıkan kavgalarda hep altta kaldığım ama derslerimin hep 5 olması nedeniyle el üstünde tutulduğum mahalle.

Bu ikiliklerden biri de "biz-siz" olma güdüsüdür zannımca. Her ne kadar "efenim, ulus-devletin inşa edilme sürecinde bir meşrulaştırma aracı olarak ötekileştirme ve...." gibi devam eden cümlelerden yorulmuş olsam da; kimlik oluşturulması açısından verilen reflekslerde önemli bi aygıttır "bizlik-sizlik kurumu"..

Normalde sürekli kavga ederdik 'bizim' mahallede. "geçen maç defansta durdum, şimdi forvette durucam lan!" yada "hep çalıma kaçıyo, o oynarsa ben oynamam" gibi serzenişlerimiz de vardı. Ama ne zamanki "aşağki maalle" ile bilye, taso yada futbol oyniycaktik ki, maç sırasında 'bir' olurduk. Karşı tarafa ürkmediğini ve hatta "bizim/yukarki maalle"den korkulması gerektiğini göstermenin önemli metoduydu. Herkes birbirine inanırdı ve en ufak itiraz yaşanmazdı. Maçta galip gelince ise "aşağki maalle"nin 'o' çeşmesine gider, terli halde kana kana buz gibi suyu içer; kafamızı ve ayaklarımızı yıkardık. Birinin 'musluğun yarısını parmaklarıyla kapayıp bastırmak suretiyle su fışkırtması' eylemiyle ise çoşku zirveye tırmanırdı. Kovalamacalar,itişmeler birbirine karışır; "bizim" maalleye gelince evlere dağılınmasıyla sona ererdi.

Yazının başına dönmeliyim şimdi. Geçen mahalleye gittim, bunlar aklıma geldi yada ben öyle hissettim ki "aşağki maalle"ye uğrayayım dedim. Hatta çeşmesinde bu sıcakta su da içerim dedim. Liseden beri 7-8 sene olmuştur uğramayalı. Tabi ki çok değişmiş. Tanıdık esnaf, tanıdık yüz kalmamış. Halkekmek büfesi gitmiş, 'Hacının Kasap'ının dükkanı tuhafiyeci olmuş; içinde hayaletler,cinler,vs olduğu söylenen harabe evin yerine 3 katlık bi apartman kondurulmuş. 'Bizim' mahalle ile ilgili gördüklerimin hepsi burası için de geçerli olmuş. Hiç bişi eskisi gibi değil. Artık her ikisi de "bizim-sizin" değil artık, "onların" olmuş; tanımıyorum hiç birini ve hiç bişi ifade etmiyo nedense.

Hah,çeşmeyi buldum en azından. Eğilip su içiyim kana kana hiç olmazsa dedim. Aman, ne kadar da alçaktaymış bu çeşme! Dizlerimi yere koyarak başardım içmeyi,şaşırdım. Sonra farkettim, ben de hiç bi manada eskisi gibi değilim ki, neyin aynı kalmasını istemeye hakkım var?

3 yorum:

  1. uzun süreden sonra gidince anılar sarıveriyor insanı

    YanıtlaSil
  2. "Sonra farkettim, ben de hiç bi manada eskisi gibi değilim ki, neyin aynı kalmasını istemeye hakkım var?"
    Bu biraz garip bir düşünce ancak; her şey değiştiğinden biz de değişiyoruz... Bence o çevre değiştiği için sen de değişiyorsun. Sen değiştiğin için çevre de değişmek zorunda değil sanki..
    Ya da saçmalıyorum!

    YanıtlaSil
  3. Bence iç içe girmiş bi süreç. Mahallenin o zamanki halini oluşturan bizlerdik, esnaflardı,vs.. Ama biz de o mahallenin yapısına göre şekilleniyoduk bir yandan. Hem etkileme, hem etkilenme durumu var. Bi manada "karşılıklı oluşum" hali.

    Zaten o yüzden hiç bi şeyin eskisi gibi olmasını istemeye hakkım yok o maalle için demek istedim. Yeni karşılıklı oluşum süreçleri bekliyor mahallemi ve içinde ben yokum. Hayıflanmıyorum, hatta geriye anıların hep o haliyle kalmış olmasını istiyorum sadece :)

    YanıtlaSil