28 Ekim 2011 Cuma

"Çevreye Verdiğimiz Rahatsızlıktan Dolayı Özür Dileriz"




Sokağımızda 2 hafta süren bi çalışma peydah oldu. Bildiğin kazdılar, deldiler asfaltı. Hatta bi kerede delip bitirmediler. Deldiler, asfaltladılar. 1 hafta sonra aynı şeyi tekrar yaptılar. Baya bi kafamızı "okşadılar" sesleriyle.

Engebeli yollardan zıplaya hoplaya geçerken içimde öznesi ve nesnesi karışık küfürler dönüp duruyordu. Herkes gergindi, tüm sokak sakinleri, onlar da geriliyorlardı eminim, sabah erkenden şişik gözlerle uyanırlardı. Ama bi gün bitecekti işte ve zaten belediye "çevreye verdiği rahatsızlıktan dolayı" özür dilemekteydi.

İnsanların hayatına girip çıkıyoruz, aynı şekilde bizim hayatımızda yer alıyor birileri. Öyle içselleştiriyoruz ki bazen, kötü bi son tahmin etsek de oradaki tabelanın hatrına katlanıyoruz. Bi şekilde özür dileyecek birileri. Ama biz affedebilecek miyiz? Ya da özür dileyebilmeyi başarabilecek miyiz?

Orada tabela duruyorken ve bi gün bitecek düşüncesiyle isyan etmekte geç mi kalıyoruz, tembellik mi ediyoruz? Yada o kadar alışmışız ki belediyenin özür dilemesine, her şeyi affetmeye o kadar hazır haldeymişiz ki...

Affetmek erdemdi belki ama zaman gelir affedilen de oluruz. Sokağın alelade bi köşesine yerleştirilmiş ve her sokağa gidildiğinde "aynı" yere konulan tabela ile ikna olmayı kabulleniyor muyuz gerçekten?