4 Kasım 2012 Pazar

heyula


Şu heyula gibi dönen seyyareler ne tuhaf değil mi sevgilim?
Gökyüzü büyük bir lokmayı yutar gibi olur bazen.
Kakuleli bir kahve bile yetmez sindirmeye,
Ve en karasında kışın, bütün kediler 
Dışarıda kalır...

Şu heyula gibi dönen seyyareler diyorum sevgilim,
Ne tuhaflar değil mi? Ha?
Yeryüzü küçük bir tüyden hapşırmaya başlar bazen.
Şekersiz içilir bütün çaylar, limonsuz gelir ıhlamur..
Ve en ortasında yağmurun, bütün küçük çocuklar
Eve dönemezler...

Sevgilim, şu seyyareler diyorum, tuhaflar, hem de çok!
Sence de öyle değil mi?
Yerin altına süpürülür, üzerindeki bütün günahlar, bazen.
Gözlerini en büyüğünden açıp kendine şaşırır insan,
Ve en kızgınında güneşin, bütün Mecnun'lar
Susuz kalır..

Şu heyula gibi dönen seyyareler ne tuhaf değil mi sevgilim?
Değil mi sence de öyle? 
Ha?
Sevgi-
lim?