16 Eylül 2010 Perşembe

"Şurdan İki Kilo Melankoli Tartar Mısın Dayı?"




"Northern Exposure diye bi dizi izliyorum uzun zamandır. Yeni bişi değil 90'ların başında çekilmiş. Biraz Mahallenin Muhtarlarının Alaska'da çekilen versiyonu gibi. Ama içine felsefe, kızılderililik, 'uzakta olma' sosları eklenmiş. Eğlencesi de dramı da kıvamında. Mahallelinin içtenliği hissiyatı ve insan olmanın getirdiği acizlikler, çaresizlikler, eğlenceler, '-mış gibi gösterme'ler hepsi iyi harmanlanmış, tavsiye ederim şiddetle.

3.sezon idi sanırım, edilen bi laf, beni benden aldı yine:
"Life turns on a dime, and somehow, we muddle through."

Hayat denen otomobil birden direksiyonunu sertçe çevirebiliyor, şoför uyuyakalabiliyor, şarampole yuvarlanacakmış duygusu verebiliyor. Lastik patlayıp yolda kalabiliyorsun, acil yardım bazen meşgul çalıyor bazen aradığımız yardımlara ulaşılamıyor. Ama her nedense bi şekilde üstesinden gelebiliyoruz. Son anda frene basıyoruz, sakat/ağır yaralı kalabiliyoruz, otostop çekip yola devam da ediyoruz bazen. Zaten üstesinden gelemediğimiz an, biz yokuz ki. Bi yerde okumuştum/duymuştum:
"Ölümden neden korkayım ki: ölüm varsa ben yokum, ben varsam ölüm yok."

Evet, 'her şeyin üst üste gelme sendromu' neticesinde vardığım kanı bu yönde. Bi şekilde üstesinden gelicez. Gelemediğimiz an, zaten endişelenmemiz için bi neden olmıycak...
"

Bütün bunları aklından geçirirken, yazar uyuyakalır. Gördüğü rüya mıdır gerçek mi bilemez. Manavın önündedir sanki, tezgahlara bakar. Siyah tüller, bez parçaları, karga tüyleri, terlikler, meyveler vs... Hepsi simsiyah. Manava sorar:

- Hissiyat kaldı mı elinde acaba?
* Var tezgah altında bi kaç bişi.
- Şurdan 2 kilo melankoli tartar mısın dayı?
* 3 milyonluk olsa olur mu yeğenim?
......

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder